Türk ekonomisinin nasıl optimize edilebileceğini sağlıklı bir şekilde planlayabilmek ve uygulayabilmek için:
Devlet Planlama Teşkilatı yeniden kurulmalı ve bu teşkilat, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğine bağlanmalı,
Ülke çapında ulusal ekonomik seferberlik kararı alınmalı,
Türkiye, tüm doğal afetlere karşı dayanıklı ve dirençli hale getirilmeli,
Afet sonrasındaki süreçlerde arama ve kurtarma süreçlerinin etkin ve minimum maliyetle yapılabilmesi için, TSK bünyesinde daha önceki yıllarda uygulanmış olan EMASYA protokolü, yeniden yürürlüğe konulmalı,
Ürün ve hizmetlerin girdi maliyetlerini düşürecek düzenlemeler yapılmalı. Bu sebeple;
- Tarımda girdi maliyetlerini düşürmek için
o Elektrikli traktörün üretimi tamamlanmalı ve çiftçilerin kullanımına sunulmalı
o Tarım arazilerinde damla sulama tekniği yaygınlaştırılmalı
o Permakültür tekniğinin ülke çapındaki tüm ekilebilir arazilerde yapılması sağlanarak suni gübrenin kullanımından kaynaklanan maliyetlerin azaltılması sağlanmalı,
o Ekilebilir tarım arazilerinin üretim ve işletme maliyetlerini düşürmek için küçük ekilebilir arazileri birleştirilmeli, gerekirse, bu araziler kamulaştırılarak birleştirilmesi sağlanmalı
o Tarımda verilen teşvikler, tarımdaki üretimin artmasını sağlayacak usul ve esasların uygulanıp uygulanmadığının denetimi düzenli olarak yapılarak verilmesi sağlanmalı
o Hasadı yapılan ürünlerin nakliye masraflarını minimum düzeyde tutmak için, denizyolu ve demiryolu taşımacılık modlarıyla sevk edilmesine öncelik verilmeli,
- Sağlık harcamalarının azaltılmasını sağlamak amacıyla, koruyucu hekimlik sistemi, ülke çapında yaygınlaştırılmalı,
- Enerji maaliyetlerini düşürmek için, üretimin yapıldığı her alanda ve her yerde verimliliği yüksek yenilenebilir enerji sistemleri kurulmalı,
Türk Ekonomisinin sektörler bazında risk değerlendirme analizi yapılmalı ve buna yönelik önlem ve tedbirler oluşturulmalı.
Öncelikle üretim sahalarının iç Anadolu bölgesine taşınması, sonrasında bu sahaların demir yolu ile desteklenip İzmir Mersin limanlara ve oradanda tüm dünya, İstanbul üzerinden de Avrupa'ya taşınması gerekir. Bu durum üretim maliyeti ciddi şekilde düşürerek mallar üzerinden ciddi kârlar yapılmasını sağlar. Ayrıca İstanbul'un çok kalabalık olmasından kaynaklı olarak ciddi bir zaman kaybı mevcut. Tabi bunlar için aktif çalışan ve malları limanlara taşıyan demiryolu şarttır. Maliyeti başlangıç olarak çok yüksek olabilir ama geri kazanım çok kısa sürer.
Euro'ya geçsek bence paranın değer kaybı biter ve enflasyonda düşer çünkü para itibarı ekonomi ve yatırımlar için çok önemli ama Türk lirasını bırakmakta insanı üzer duygusal bı milletiz. (AB'ye girmeden de Euro'ya geçilebiliyor bu arada) ayrıca Euro'ya geçersek yöneticilerin kendi kafasına göre para basması da durur. Oy için işe alınan bankamatik memurları da gider , memurların verimi aşırı düşük ülkeye büyük yük.
Abi özetle, 90 lı yıllarda yaptığımız yerli malı haftasını kutlarken evden yerli buğdaydan-tereyağından yapılan kekler-pastalar götürürdük, günün yerli tohumlu meyvelerini götürürdük, (az ilaçlı veya ilaçsız), mevsiminde meyve sebze çok ucuza tüketirdik.
Daha özetle; Almanya modeli bir sanayileşme ve üretim-yaşam modeline geçmeliyiz. Mesela Buğday konyada üretiliyor ise un fabrikası en uzak Niğde veya Aksarayda olmalı, Domates Bursada çıkıyorsa fabrikası Bursa ve ilçelerinde olmalı (nakliye maliyetini azaltmak için) Sonrasında öncelikle 7 bölgede 10 lojistik bölge belirlenmeli, demiryolu ağı buna göre kurgulanmalı ve nakliye, özellikle üretilen tarımsal sanayi ürünleri, trenler aracılığı ile ihracat limanlarına taşınmalı. Örneğin Bursa Karacabeyde Salça fabrikasının mahsülünü Gebze limana mümkünse trenle nakli sağlanmalı.
Vergi kayıp kaçağı azaltılmalı, firma ortaklarına-sahiplerine harcalamaları üzerinden hesap sorulmalı, firması zarar yazıp altında Mercedeslerle gezememeli, Zarar ediyorsan sat arabanı firmanın zararını kara geçir demeli devlet. Bunu da muhasebeciler aracılığı ile yapmalı. Muhasebeciler devlet adına çalışan-Özel statüye sahip olmalı. Devletin vergisinin bekçisi olmalı.
Türkiye Petrol Üretimi:
2017 Yılına kadar ortalama 12.000.000 Varil Petrol / Yıl 2021 => 20.306.000 Varil Petrol / Yıl 2022 => 21.686.000 Varil Petrol / Yıl 2023 => 28.500.000 Varil Petrol / Yıl ( Beklenen rakam ) 2024 => 48.000.000 Varil Petrol / Yıl ( Hedeflenen rakam )
Bunun en büyük ölçütü kesinlikle hem demokrat hem de sosyal demokrat ama dediğim dedik değil tüm topluma eşit yaklaşan,halkın gerçek anlamda refahını isteyen ve her kuruşun hesabını verebilen kurumlar yaratan,adaleti tam tesis eden bir adamın olması.Bu olmadıktan sonra adalet ve hukun sekteye uğraması insanların ahlaken çöküşüne sebep oluyor.Hukukun işlediği yer de ne hırsızlık ne ahlaki çöküntü olur.Ahlakı çöken bir toplum da sen ekonomik düzeni de sağlayamazsın.Her şey bir halka gibidir.Umarım bir gün bu ülke böyle vatan sevdalısı bir adam tarafından yönetilir.Çünkü geri dönülmez bir halkaya giriyor ekonomimiz borsa tamamen yabancıların elinde.Yurt dışından gelecek bir kaç milyar doların bile düzeltemeyeceği kadar zor bir durumdayız
Liyakat: Bütün patronlar, Tüsiad Müsiad tamamı oğlunu kızını CEO yapıyor. Çocuk özürlü değilse %99 bu şekilde. Sonra da Liyakat Liyakat diye demeçler veriyor.
Türkiye de bu işler biraz zor.
Nerelisin ? Kimi tanıyorsun ?
İlişki toplum olunca, bu gibi konular kişiyi liyaketli yapıyor.
Cari açık bence en büyük risklerden bir tanesi.
Bankalarda çok fazla USD / EUR mevduat var.
Döviz miktarımız ithalatımızı karşılamaktan oldukça uzak.
Bu durumu çevirebilirsek ekonomi için oldukça faydalı olacaktır.
Aşağıda bir kaç yıllık projeksyonla yaklaşık 40 milyar ilave gelebileceğini hesapladım.
TOGG + SSM +TPAO
2023 = > 12,5 Milyar USD
2024 => 25,8 Milyar USD
2025 => 40,2 Milyar USD
TOGG
Hem ithalatı bir miktar kesecek hem de gelecekte ihracat yaparak döviz kaybını önleyecektir. Şimdilik ithalat ikamesi ile ama 3-4 yıl sonra ihracat da etkili olacaktır.
2023 = > 1 Milyar USD
2024 => 5 Milyar USD
2025 => 8 Milyar USD
SSM
Savunma ve Havacılık San. özellikle bu son krizlerden sonra çok yoğun ihracat yapacaktır. Platformlar ürün haline geldikçe cirolar çok artacaktır.
2023 => 6 Milyar USD
2024 => 10 Milyar USD
2025 => 15 Milyar USD
Türkiye :
Günlük 1 milyon Varil Petrol tüketiyor.
Günlük 1 milyon Varil Petrol eşdeğer Gaz Tüketiyor.
Toplam 2 milyon Varil Petrol Türkiye'nin tüketimi.
(Yıllık 60 milyar m3 Gaz / 365 Gün / 158 Gaz= Petrol oranı )
2023 Yılsonu rakamlarını baz alaraktan
63.000 Varil / Günlük Petrol eşdeğeri ( Gaz Sakarya )
35.000 Varil / Günlük ( Gabar )
70.000 Varil / Günlük ( Diğer )
168.000 Toplam = 5.5 Milyar USD (90 Dolar Varil fiyatı )
2024 Yılsonu rakamlarını baz alaraktan
158.000 Varil / Günlük Petrol eşdeğeri ( Gaz Sakarya )
100.000 Varil / Günlük ( Gabar )
70.000 Varil / Günlük ( Diğer )
328.000 Toplam = 10.8 Milyar USD (90 Dolar Varil fiyatı )
2025 Yılsonu rakamlarını baz alaraktan
253.000 Varil / Günlük Petrol eşdeğeri ( Gaz Sakarya )
200.000 Varil / Günlük ( Gabar )
70.000 Varil / Günlük ( Diğer )
523.000 Toplam = 17.2 Milyar USD (90 Dolar Varil fiyatı )
2025 yılında min. %25 yerli olarak karşılanacaktır.
Bu rakamın artma ihtimali çok yüksek.
TPAO:
GAZ Üretimi Sakarya Gaz Sahası Yılsonu Hedef
2023 => 10 milyon m3 => 63.000 Varil / Günlük Petrol eşdeğeri
2024 => 25 milyon m3 => 158.000 Varil / Günlük Petrol eşdeğeri
2025 => 40 milyon m3 => 253.000 Varil / Günlük Petrol eşdeğeri
2026 => 60 milyon m3 => 380.000 Varil / Günlük Petrol eşdeğeri
Petrol Üretimi Gabar Petrol Sahası Yılsonu Hedef
2023 => 35.000 Varil / Günlük
2024 => 100.000 Varil / Günlük
2025 => 200.000 Varil / Günlük
Petrol Üretimi Diğer Petrol Sahası Yılsonu Hedef
2023 => 70.000 Varil / Günlük
2024 => Keşiflere Bağlı
Bildung.
Maddede DPT'nin MGK'ya bağlanmasının nedenini açıklar mısınız?
EMASYA Protokolünün 15 Temmuz 2016 öncesi yeniden yürürlüğe girdiğini ve darbe girişimine yol açtığını biliyor musunuz? TSK nın görev tanımı içinde yurt içi afetlerde arama kurtarma faaliyetlerinin olması için EMASYA'nın ilgisi nedir? Emniyet ve asayişin yurt içinde sağlanması için neden İçişleri bypass edilsin? Bu sorularıma cevap verir misiniz?
Meclisin tam yetkiye sahip olması ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesi.Ardından 2 başbakanlı ve 1 tane belli yetkileri olan nihai kararı yine meclise sunacak bir cumhurbaşkanı.Adalet ve hukukun da bunun yanında en üst seviyede temin edilmesi.Suçlunun 4 organlı adliye,sulh,bölge idare mahkemelerinin hepsinin incelemesiyle suçunun kesinleştirilmesi bu ülkeyi en iyi noktaya taşıyacak en üst seviyedir.Muasır medeniyete adalet hukuk ve eğitim 3 ü nü en yetkin sekilde temin edersek olur yoksa biz bu sistemle daha cok yoksulluk görürüz.
Görülüyor seçim de yüzde 50 küsür alan birisi diğer yüzde 48 alan halkın haklarını savunmayıp onları giderlerse gitsinler seviyesine getiriyor.2 başbakan en azından ülkenin kalan diğer yarısı halkın çıkarlarını koruyacak bir sistem olur.
Almanya tarzı ağır sanayiye çok ağırlık verilmeli, burda üretilen ürünlerde manevi-tarihi vs bağımız olan ülke ve bölgeleri pazar olarak kullanıp onlara satmaliyiz yoksa çok zor düzeltmek. Sadece 20 yılda bı ABD ile yakınlaşıp finans desteği alıyoruz o şekilde 10-15 yıl gidiyo sonra borc para hızlı eriyip tekrar enflasyona giriyoruz😳80'ler ve 2003-2016 arası bu tarz balon-yapay refahlar yaşadık. ABD tarafından finans ustumuze akitildi Dolar düşürüldü ve abd'den her şeyi ithal edip ekonomi çok iyi dedik halbuki ABD bizi kendi pazarı yaptı. Biz bu taktiği Ortadoğu-afrika-balkanlar-kafkaslar'a yaparsak muhtemelen ilk 5-6 ekonomiye gireriz.
Adalet ve eğitim sisteminde köklü değişimler yapılarak ikisi de uluslararası standartların üstüne çıkarılmalı.
Marketlerin bu kadar yaygınlaşıp bakkalı, kasabı, manavı öldürmesinin önüne geçilmeli.
Tüm alanlarda sanayi büyüklüğümüz artmalı. Montaj sanayinin yerine AR-GE'nin arttığı, icat ve inovasyonun ağırlık kazandığı bir sanayi yapımız olmalı.
Ekilmemiş tek metrekare tarlamız, bahçemiz, bostanımız kalmamalı. Ekilmemiş araziler için ceza, ekilen her metrekare için teşvik verilmeli.
Ulaşım ve yük taşımacılığında raylı sistemler ağırlıkta olmalı. Ayrıca denizlerimizden etkin şekilde faydalanmalıyız.
Ticari faaliyetlerin artması için her ilçede konsept AVM'ler, soğuk hava depoları, kapalı pazar yerleri ve fuar alanları kurulmalı. Hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı ilçelerde ise hayvan pazarları kurulmalı.
İlçe genelinde tek ve büyük ahır kompleksleri, et kombinaları ve mandıralar kurulması için girişimler başlamalı. Her hayvancımız buralarda yer alabilmek için kurulacak kooperatiflere üye olmalı.
Her çiftçinin kendi tarım makinesi olması yerine, ilçelerde tarımsal gelişim kooperatifleri kurulmalı ve çiftçiler; sırasıyla bu makineleri ortak kullanmalı. Böylece daha çok makine alma ve daha çok mazot ihtiyacı ortadan kalkmalı. Aynı şey balıkçılık için de uygulanabilir (ortak tekne vb. şeylerden bahsediyorum).
Tüm mesleklerin daha bilimsel ve kârlı şekilde yapılabilmesi için tüm meslekler için meslek liseleri kurulmalı. Üniversite bitirmeyi zorunlu kılacak meslekleri istemeyen öğrenciler, bu meslek liselerine istek ve yetenekleri doğrultusunda yönlendirilmeli. Bu yönlendirme de çeşitli değerlendirme yöntemleriyle olmalı.
İlkokul 6, lise 6 yıl olmalı ve ortaokul ortadan kalkmalı. Ayrıca anokulu üç yıl olmak üzere 4 yaşından itibaren zorunlu olmalı.
Emlak ve otomotiv piyasasının kızışmasını önlemek için emlak ve otomotiv satış siteleri, emlak ofisleri ve oto galeriler yasaklanmalı. Bu alanlardaki tüm alım satım işlemleri, giden gelen tüm paraların denetlenebilmesi için e-devlet üzerinden yapılmalı; kira da e-devlet üzerinden vergi öder gibi alınmalı. Elden para aldığı tespit edilenler hakkında işlem yapılıp 10 yıl boyunca kiralama veya satış yapamama cezası verilmeli.
Tarım, turizm, sanayi ve ticaretin canlanması için yıl boyunca tüm il ve ilçelerde ilin-ilçenin niteliğine uygun konularda fuarlar, şenlikler, bayramlar ve festivaller düzenlenmeli.
Üniversiteler bilim yapmaya, sanat üretmeye zorlanmalı. Tek makale yazmadan yıl geçiren üniversiteler var. Üniversite, lisenin devamı değildir. Tüm birimleriyle bilimi, sanatı ülkede körükleyen kurumlardır.
Sporda ve sanatta uluslararası başarılar elde edebilecek sanatçılar, sporcular yetişmesi için tüm illerde kurumlar, kulüpler kurulmalı ve bu kurumlar-kulüpler, maddi olarak desteklenmeli.
Ayrıca sanat ve sporun köylere kadar yaygınlaşabilmesi için tüm ilçelere kültür merkezleri ve spor tesisleri kurulmalı. Köylerde de spor kulüpleri, küçük sanat kursları açılmalı. Köylere gidecek gezici tiyatrolar ve seyyar sinemalar kurulmalı.
Tarımın ve hayvancılığın bilimsel şekilde yapılabilmesi için köylerde tarımsal eğitim kursları açılmalı. Ayrıca her ilçede "kırsal gelişim kurumları" kurulmalı. Bu kurumlarda köylerin hizmetine koşacak ziraat mühendisleri, inşaat mühendisleri, çevre mühendisleri, gıda mühendisleri, veterinerler ve şehir plancıları yer almalı.
Bunca özel televizyon varken ülkeye maddi yük getirdiğini düşündüğüm TRT kapatılmalı.
Ülkede kendi dilimizin doğru kullanılabilmesi için diksiyon ve güzel yazı kursları açılmalı, bu kurslar ücretsiz olmalı ve her vatandaşın bu kurslara katılımı zorunlu olmalı. Aynı şekilde yurt dışı ile entegrasyon sağlanması için çeşitli yabancı dil kursları açılmalı, bu ücretsiz kurslara katılım zorunlu olmalı (herkes istediği dili seçebilmeli).
İSMEK benzeri yapıların tüm illerde kurulması zorunlu olmalı. Büyükşehirlerde büyükşehir belediyeleri, diğer 51 ilde ise bu kurslar İl Özel İdareleri tarafından kurulmalı. Bu kurslara katılan ve başarıyla tamamlayan tüm öğrencilere istihdam sağlanması için girişimlerde bulunulmalı. Böylece işsizliğin önüne geçilmeli.
KGM haritalarında görünen tüm otoyol projeleri hayata geçirilmeli. Özel sektörün işlettiği tüm otoyollar da kamulaştırılmalı ve her otoyolda tüm vatandaşların tercih edebilmesini sağlayacak makul ücret tarifeleri olmalı.
İstanbul'dan Karadeniz ve Ege'deki pek çok ile gemi ile yolcu ulaşımı sağlanmalı.
Ankara ve İzmir'den yurtdışı uçuşları arttırılmalı. Ayrıca tüm havalimanlarından İstanbul dışındaki çeşitli büyükşehirlere de uçuş imkanı sağlanmalı.
300.000 üstü nüfuslu tüm yerleşim yerlerinde kent içi raylı sistem hatlarının kurulabilmesi için hükumet teşvikleri olmalı. Böylece trafikte geçirilen zaman ve kullanılan akaryakıt azalmalı.
Eğitimli kitlenin artması, kitap okuma oranlarının yükselmesi için kitap ve defterde tüm vergiler kaldırılmalı. Bilinçli kitle, bilinçli ekonomi demektir.
Tarım ve sanayinin ihtiyaç duyduğu tüm hammade ve ara ürünlerin ülkemizde üretilebilmesi için kamu tarafından "hammadde sanayi" kurulmalı.
Çevre kirliliğinin ne gibi hastalıklara yol açacağı, küçük bir temizliğin bir dolu sağlık harcamasından bizleri kurtarabileceği anlatılmalı; bu konuda eğitimler verilmeli ve keskin yaptırımlar uygulanmalı (en küçük şey olan yere çöp atmaktan tutun, arıtma tesisi ve filtre kurmamaya kadar)
Benzinli ve dizel araç ithalatına son verilmeli, belediyelerin elektrikli ve doğalgazlı otobüsler satın almaları zorunlu kılınmalı.
Tüm kamu kuruluşları ve özel sektörde tasarruf birinci öncelik olmalı. Tasarruf ise sıkı sıkıya denetlenmeli. (Tabi siyasiler de bu kapsama girmeli)
Büyükşehir belediyeleri ve il özel idareleri, her il ve ilçede "kiralık sosyal konutlar" inşa edilmeli, bu konutlar satılmak yerine bekarlar ve öğrencilere piyasanın altı fiyatlarda kiraya verilmeli.
Döviz büroları kapatılmalı. Yurtdışına çıkacak vatandaşlar ve ticari faaliyet yürüten vatandaşlar dışında kimse döviz bulunduramamalı.
Bir ülke can güvenliği olmadan bir hiçtir. Ruhsatlı dahi olsa sivillerin silah bulunduramaması için sivillere silah satışı yasaklanmalı, bu konuda ciddi denetimler getirilmeli. Ayrıca, silah ruhsatı denen şey de tarihe karışmalı.
İlk anda aklıma gelenler bunlar.
Adalet.