top of page

İlk Özel Karakol ?!!!

Sosyologlara göre bir toplumda yaşanan dolandırıcılık vakalarının görülmesi temel olarak üç nedene bağlı;


Birinci neden toplumda maddiyatın kültürel bir değer olarak yüceltilmesi, ikinci neden de yaşam amacı haline gelen maddiyatın elde edilmesinde her yol mübah anlayışı.


Üçüncü neden ABD’li sosyolog Robert Merton’ın gerilim kuramına göre; toplumdaki kültürel hedefler ve o hedeflere ulaşacak yasal yöntemler arasındaki mesafe arttıkça suç eğiliminin artması.


Son günlerde gündemi meşgul eden dolandırıcılık olaylarına ve tarihimize baktığımızda bu nedenlerin sosyolojik olarak epey değiştiği ortada.


2016 yılının sonlarında Gana'da organize bir suç örgütünün yaklaşık 10 yıl boyunca 6 bin dolar karşılığında gerçek ABD vizelerini sattığı sahte bir büyükelçilik işlettiğinin ortaya çıkması dünyanın birçok yerinde haber oldu.


İşin bizi ilgilendiren yanı bu skandalda Türklerin parmağı vardı.




Türklerin böyle bir dolandırıcılık olayında yer alması Ganalıların bu tezgahta “Küçükpazar Karakolu” olayından ilham aldıklarını kuvvetli bir olasılık olarak önümüze seriyor.


Filmlere konu olabilecek Küçükpazar Karakolu; 1950'li yıllarda Sirkeci Emniyetinden emekli olan üç polis memurunun kurdukları sahte bir karakol - tıpkı yıllar sonra Gana’da kurulan büyükelçilik gibi- .


Geçim kaygısına düşen emekli polis memurları ne iş yapacaklarını düşünürlerken bildikleri işi yani polislik mesleğini yapmaya karar verirler. Bunun için sahte bir karakol kurmaları gerekmektedir. Karakol mevkisi için Sirkeci emniyetinde görev yapmaları ve çevrede tanınmaları sebebiyle Küçükpazar’ı seçerler.


"Küçükpazar Karakolu" yazan bir tabela yaptırıp kiraladıkları binaya asarlar. Üç kafadar sahte karakolun teşrifatı için masa, sandalye, daktilo, kaşe, mühür gibi bir karakolda bulunması gereken bütün malzemeleri ikmal ederler. Böylece belki de dünyanın ilk özel karakolu faaliyete geçer. Karakolun faaliyete başlamasıyla bölge esnafından rüşvet alırlar. Emniyet, Sirkeci Emniyet Amiri yeni değiştiğinden bölgede Küçükpazar Karakolu’nun varlığından bihaberdir. Karakol, rüşvetin yanında rutin işleri de yasal bir karakoldaki gibi yapmaktadır.


Göreve yeni başlayan Sirkeci Emniyet Amirine bir kutu çikolatayla "hoşgeldin"e giden üç sahtekar, yoğunluktan yakınıp geçici görevle memur talep ederler. Bu talep üzerine üç polis memurunun geçici olarak görevlendirilmesi ile bir karakolda olması gereken tüm düzenek kurulmuş olur. Normal bir karakol gibi hırsızlar, gaspçılar, tacizcilerin sorgusu yapılmakta, adliyeye götürülmekte, yazışmalar dosyalanmakta işler aksatılmadan ve mevzuata uygun yürütülmektedir. Hatta izin planlamaları bile yapılmakta ama karakolun "kurucu" üç memurundan ikisi izne ayrılırsa biri işler karışmasın diye muhakkak karakolda kalmaktadır.


İki memurun yıllık izin kullandıkları bir gün, nöbetçi kalan memurun bir yakını vefat edince memleketine gitmek zorunda kalır. Aynı günlerde Sirkeci Emniyet’den bir memur geçici görevle Küçükpazar’a gönderilir. Bu memur daha önce İl Emniyet Müdürlüğü'nde karakolların kömür dağıtım işini yaptığından ilde bulunan tüm karakolları ezbere bilmektedir.


Küçükpazar Karakolu diye bir karakolda görevlendirilince şaşırır. Karakoldaki diğer memurların da pek bir şey bildikleri yoktur. Kış ayları da yaklaştığından merkezden kömür dağıtım işinin çoktan bittiğini bilmektedir. Oysa Küçükpazar Karakolu'na henüz kömür filan gelmemiştir. Şüphelenir ve bir gün İl Emniyet Müdürlüğü'nün kömür dağıtım bölümünde eski arkadaşlarının yanına gider. Karakola kış gelmesine rağmen neden kömür verilmediğini sorar. Görevli memur listede Küçükpazar Karakol’unun izine dahi rastlamaz ama yine de arkadaşını eli boş göndermez ve karakola kömür göndereceğini söyler.


Kömürün geldiği gün karakolu kuran üç sahtekar sararmış bir şekilde birbirlerine bakarlar çünkü düzen anlaşılmasın diye karakolun elektrik, su ve kömür giderlerini ceplerinden karşılamaktadırlar. Olayları çözen memur, ertesi gün bir arkadaşı ile Sirkeci Emniyetine gider ve tüm olanları anlatırlar.

Olayları öğrenen Emniyet Amiri, yanına iki polis memurunu da alıp İstanbul Emniyet Müdürü'nün makamına çıkar. Bunun üzerine Müdür su baskını bahanesi ile Emniyet Genel Müdürlüğü'nden Sirkeci’ye bağlı karakolların demirbaş dökümünü ister. Kısa bir süre sonra Genel Müdürlükten gelen cevabi yazıda Küçükpazar Karakolu’nun olmadığı görülünce emri altındaki bütün müdürleri çağırır ve hep birlikte sözde karakolun yolunu tutarlar.


Emniyet müdürü sözde karakolda görevli memurları tüm müdürlerin önünde sorguya çeker.. Olayın aslını üç sahtekara itiraf ettirince bu skandalın kendi kariyerini etkilemesini engellemek için olayın üstünü kapatır sözde karakolu bir gerekçe ile yasal hale getirtir.


Son günlerde sosyal medyada dolaşımda olan ve teyite muhtaç bu olayın sorgulanmadan oluşan “kesin olmuştur” yargısı maalesef tarihimizde savunma bakanlığı adına savaş uçağı siparişi verilen (König Ekrem Skandalı) akıl almaz gerçek skandalların yaşanmasından kaynaklanmaktadır.


211 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page