An itibariyle 13 Temmuz sonrasi seferlerde 68 dakikalik bir gecikme planlanmis görünüyor. Ilgili haberleri asagida bulabilirsiniz. https://www.bizimsivas.com.tr/yht-sivas-ankara-hattinda-komple-bakim/138027/ https://tokathaber60.com/sendika/baskan-albayrakdan-ankara-sivas-yht-seferleri-kaldirildi-iddialarina-yanit/30/06/2024/ TCDD Tasimacilik sitesine erisimim olmadigi icin bu bakim onarim calismasiyle ilgili bir uyari yapilmis mi göremiyorum, ama "YHT seferleri kaldirildi" iddialari ortada döndügüne göre yine bir iletisim sorunu yasandigi kesin. Ayrica normal seferlere ne zaman dönülecek belli degil.

Gecenlerde Youtube'da bu videoya denk geldim. "Endstation Schlesien". Videonun maalesef Türkce hatta Ingilizce altyazisi bile mevcut degil, ama sanirim yolu Berlin'e düsmüs olanlar ya da bir sekilde 80'ler ve 90'lar Almanyasi ile irtibati bulunanlar bu belgeseli severek izleyeceklerdir. Berlin metrosu 1900'lü yillarin basinda insa edilmis. Özellikle hattin yer üstünde bulunan kesimi ve üstgecit istasyonlari tarihi anit degeri tasiyor. 2. Dünya savasinda bu metro hatti yikilip tekrar yapilmis, soguk savas döneminde duvarla ortadan ikiye ayrilmis, Bati Berlin'de hayata tutunamayanlarin ya da bilhassa tutunmak istemeyenlerin, göcmenlerin, yani özetle sistemle arasina mesafe koyup paralel bir hayat sürenlerin yuvasi haline gelmis. Bu belgesel iste metro hattindan insan manzaralarini güzelce ortaya koymus. En dikkat cekici kismi kimsenin cep telefonu olmayisi ve insanlarin röportajlarda dürüst, samimi ve direkt olusu. Türkiye'den göcmenlerle ilgili sahneleri ise tabii bizler icin özellikle ilgi cekici. Bilhassa 4:36'dan sonraki 15sn. lik kismi tuhaf duygular uyandiriyor :) Iyi seyirler dilerim. https://www.youtube.com/watch?v=-9_vrLjWmik&t

Haberin orijinali: https://www.theguardian.com/world/2024/jan/19/drivers-protest- (https://www.theguardian.com/world/2024/jan/19/drivers-protest-)as-bologna-becomes-first-italian-city-to-bring-in-30kmh-limit (https://www.theguardian.com/world/2024/jan/19/drivers-protest-as-bologna-becomes-first-italian-city-to-bring-in-30kmh-limit)(Google Translator ile cevrildi) Yeni hız sınırının ilk gününde arabaların geçişi caddeleri durma noktasına getirdi ancak belediye başkanı çoğunun değişime uyum sağladığını söyledi. Bu, Sergio Baldazzi'nin onsuz da yapabileceği bir övgüydü. Kuyumcu, Çarşamba sabahı Bologna'nın merkezine işe giderken, iki trafik polisinin, 18 mil/saat'e eşdeğer olan maksimum 30 km/saat hız sınırını gösteren tabelalar taşıdığını gördü. Baldazzi sabit bir şekilde 25 km/saat hızla gidiyordu, bu yüzden temiz olduğunu düşünüyordu. Yolculuğuna devam ederken hızlandı, ancak bu kez hız kameraları tutan başka bir polis ekibiyle karşılaştı. Baldazzi, liderlerin trafik kazalarının yanı sıra hava ve gürültü kirliliğini azaltmak amacıyla şiddetli tartışmalı Città 30 (Şehir 30) konseptini yürürlüğe koymasının ardından Emilia-Romagna şehrinde hız cezasına çarptırılan ilk kişi olarak tanınıyor. . Cezalar saatte 36 km hızla başlıyor. Bologna, İtalya'da ana şehir içi yollar ağı için geçerli olan böyle bir tedbiri yürürlüğe koyan ilk büyük şehirdir. Baldazzi Guardian'a şunları söyledi: "Kuralın ilk günü olduğunu biliyordum ama yine de sadece 39 kilometre hızla gidiyordum ve şimdi para cezasına çarptırılan ilk kişi olma madalyasını taşıyorum." "Gerçekten biraz gülünç." 29 Euro'luk (25 £) cezayı hızla ödedi, çünkü beş gün içinde çözülmezse ceza 42 Euro'ya çıkacak. 30km/s sınırı şehirdeki bazı sürücüler arasında öfkeye neden oldu; belediye başkanı Matteo Lepore, şehrin Garisenda adı verilen "eğik kulesi"ni çevreleyen bölgeden trafiği zaten yasakladı. ortaçağ yapısı biraz fazla tehlikeli bir şekilde eğiliyor. Yerel gazetelerin "D-day" olarak adlandırdığı olayda, bir araba alayı protesto amacıyla trafiği durma noktasına getirirken, taksi şoförleri daha yavaş gitmeye zorlanmalarına tepki olarak ücretlerini artırmakla tehdit etti. Lepore'un sağcı muhalifleri konuyla ilgili bir referandum planlarken, hava koşulları izin verdiği sürece Cuma öğleden sonra için belediye binası önünde sürücüler için bir protesto planlanıyor. Protestonun organizatörlerinden Andrea Spettoli, "Şu anda Bolonya'da çok fazla öfke var" dedi. "Sorun sadece para cezası almak değil; bu yasa hayatları tamamen değiştiriyor." Spettoli, yeni hız sınırının işe gelirken veya çocuklarını okula bırakırken geç kalmalarına neden olduğunu söyleyen insanlardan gelen çağrılarla boğuştuğunu söyledi. Spettoli, "Bir işçi bana artık öğle yemeği için eve gidecek zamanı olmadığını, bu yüzden bir sandviçle yetinmesi gerektiğini söyledi" diye ekledi. Önceki hız sınırı 50 km/saat (31 mil/saat) idi. Otobüs sürücüleri de düşük hızın tarifeleri aksatacağı yönündeki endişelerini dile getirirken, diğerleri yol yerine hız göstergesine dikkatle bakmanın kazaları artırabileceğini savundu. Lepore yönetimi, 1992'den bu yana benzer bir önlemi uygulayan Avusturya'daki Brüksel, Paris ve Graz gibi diğer Avrupa şehirlerinden ilham aldı. Londra'daki yolların yarısından fazlasında 32 km/saat'e eşdeğer olan 20 mil/saat sınırı var. Bologna'nın hamlesini destekleyenler, sürücülerin diğer yerlerde olduğu gibi bu değişime yavaş yavaş uyum sağlayacağını ve tedbirin meyve vermesinin zaman alacağını savunuyor. "Daha fazla güvenlik, daha az trafik, daha az gürültü ve kirlilik için ödenecek bedel nedir?" City 30 yanlısı bir grup olan Bologna30 şunları söyledi. Bologna'nın hareketlilik ve kamusal alanlardan sorumlu meclis üyesi Valentina Orioli, yönetimin saatte 30 km hızla araç kullanmanın şehre fayda sağlayacağına ikna olduğunu söyledi. Kendisi şunları söyledi: "Yıllardır bu önlemi uygulayan diğer şehirlerde de görüldüğü gibi, kontroller ve yaptırımlar tüm yol kullanıcılarını ilgilendiriyor çünkü City 30'un işleyişi gerçekten herkesin kurallara uymasına bağlı." Lepore, programın ilk gününde verilen birkaç cezanın (Baldazzi'ninki dahil sadece yedi ceza) çoğu sürücünün isteksiz de olsa yeni kurala uyum sağladığının kanıtı olduğunu söyledi. "Yakında yol güvenliği açısından sonuçları göreceğimize inandığımız için ilerlemeye devam edeceğiz" dedi.

Orijinal makale: https://www.theguardian.com/travel/2023/dec/09/europes-geography-kind-of-reshaped-as-paris-berlin-night-train-returns(https://www.theguardian.com/travel/2023/dec/09/europes-geography-kind-of-reshaped-as-paris-berlin-night-train-returns) (Asagidaki metin Google Translate tarafindan cevrilmistir, cevirideki hatalar metni anlamaya engel teskil etmiyor. ) Paris-Berlin gece treninin dönüşüyle ​​Avrupa coğrafyası 'bir nevi yeniden şekillendi'. Demiryolu seyahatini savunanlar, yeniden canlanan bağlantının insanların 'yolculuğun keyfini' deneyimlemesine yardımcı olacağını umuyor. Kate Connolly 9 Aralık 2023 Cmt 06.00 CET Berlin ile Paris arasındaki ilk gece treni, dokuz yıllık bir aradan sonra Pazartesi akşamı yola çıkacak ve Avrupa'nın giderek daha kapsamlı hale gelen gece treni tarifesindeki önemli bir boşluğu dolduracak ve uçmaya gerçekçi bir alternatif arayan yolculara destek verecek. Yaygın olarak Avrupa demiryolu seyahatinin tacı olarak görülen bu hizmet, öfkeli protestolara rağmen 2014 yılında iptal edildi. Europe by Rail: The Definitive Guide kitabının Berlin merkezli ortak yazarı Nicky Gardner, yeni Nightjet hizmetinin Avrupa altyapısına ve entegrasyonuna ilham verici ve hayati bir katkı olduğunu söyledi. “Birbirleriyle çok fazla işi olan iki Avrupa başkenti arasındaki bağları güçlendiriyor ve aynı zamanda seyahat etmenin de güzel bir yolu. "Akşam Berlin'den ayrılabilir ve ertesi sabah saat 10 civarında Paris'te olabilirsiniz, ardından sabah ortasında bir Eurostar servisine atlayabilir ve öğle yemeği saatinde Londra'da olabilirsiniz" dedi. Bireysel veya ortak alanlara sahip, bazılarında özel duş ve tuvalet bulunan sıradan ila lüks uyku bölmeleriyle donatılmış, tamamen dolu tren, Pazartesi akşamı saat 20.18'de Berlin'den ayrılacak ve yol üzerinde Halle, Erfurt'ta durarak sabah 10.24'te Paris'e varacak. , Mannheim ve Strazburg. Nightjet trenindeki bir kompartımanın içi Avusturyalı operatör ÖBB tarafından işletilen tren, lüks uyku düzenlemeleri sunacak. Avusturya ulusal demiryolu işletmecisi ÖBB, başlangıçta haftada üç kez sefer gerçekleştirecek. Gelecek yılın sonbaharından itibaren hizmetin günlük olarak çalışması bekleniyor. Gardner, gece yolculuğuyla kazanılan zamanın demiryolu yolculuğunu çekici kılan faktörlerden biri olduğunu ancak buna ek olarak son yıllarda canlanan gece trenlerinin de Avrupa anakarasına açılma etkisi yaratacağını söyledi. “Bir bakıma Avrupa coğrafyasını yeniden şekillendiriyor çünkü gece treninde zamandan tasarruf ediliyor. Treni kullanabilir ve uyuduğunuz zamandan faydalanabilirsiniz, bu da Avrupa'yı dolaşmayı gerçekten değerli kılıyor.” Ancak kendisi, geri dönüşe rağmen, yeni demiryolu taşıtları için verilen siparişler karşılandıktan sonra gece treninin ancak önümüzdeki iki ila üç yıl içinde kendine gelebileceğini ve operatörlerin yeterli sayıda vagon elde etmesine olanak tanıyacağını söyledi. "ÖBB, Viyana'nın konumunun akıllıca kullanıldığı, bunun merkezinde yer alan, son derece yaratıcı bir yeni gece treni ağı oluşturdu ve tedarik kısıtlamalarına tabi olarak, gece treninin geleceğinin gerçekten çok parlak olduğunu düşünüyorum" dedi. söz konusu. Biletlere talep yüksek; en popüler rotalardaki biletlerin çoğu internete girdikten birkaç dakika sonra tükeniyor. Gardner, ilginin ve talebin o kadar büyük olduğunu, "Artık Paris'ten Berlin'e giden gece treninde lüks bir yataklı vagonun kompartımanında yer bulmak, Paris'in en iyi restoranlarında masa ayırtmak kadar zor" dedi. Yeni hizmet kapsamında Batı Almanya'nın Mannheim şehri, gece treni için bir ÖBB merkezi haline gelecek ve şirketin Brüksel-Viyana ve Paris-Viyana trenleri de burada duracak. Brüksel ve Paris'ten Berlin ve Viyana'ya seyahat eden yolcular, varış noktalarına devam etmeden önce Mannheim'da yeniden düzenlenecek olan aynı trende ayrı vagonlara binecek. Hizmet, Avusturya, Fransız ve Alman demiryolu şirketlerinin üç yıl önce halka açıklanan işbirliğinin bir sonucu; ancak ÖBB, büyük ölçüde yeniden dirilişin arkasındaki itici güç olarak görülüyor. Optimum rotaları bulmak için yüksek teknoloji ve insan bilgisini birleştiren, "yolculuğun keyfine" odaklanan, uçuşsuz bir tatil şirketi olan Byway'in kurucusu Cat Jones, bunun Avrupa'ya "inanılmaz bir ivme" kazandıracağını söyledi. demiryolu yolcuları “Paris'te uyuyup Berlin'de uyanmayı çok hızlı ve kolay hale getiren kritik rotalara ve gerçekten önemli bağlantı noktalarına sahip olması muazzam bir heyecan yarattı. "Buna ek olarak ve özellikle de bir aile gezisi planlıyorsanız, artık bunu başka yerlere de daha kolay genişletebilir, zengin ve keyifli, çok duraklı bir kara yolculuğuna çıkabilirsiniz" dedi. “Yatakli trenler pek çok insan için, özellikle de daha sürdürülebilir davranmak isteyenler için yeni, romantik ve heyecan verici: belki de kara yolculugunu hiç düşünmemiş olan ama aniden bu fikre hayran kalan insanları çekmenin bir yolu ve yolculuğun zenginliğini eskiden deneyimlediğimiz şekilde yeniden keşfediyoruz. Arkadaşlarına anlattıklarında fikir yayılıyor.” Trend genişledikçe daha uygun fiyatlı hale geleceği umut ediliyor. Jones, şu anda tren yolculuğunun fiyat açısından bütçe havayollarıyla rekabet etmekte hâlâ zorlandığını belirterek, Byway'in bunun değişmesi için siyasi lobi faaliyetlerine dahil olduğunu da sözlerine ekledi. "Demiryolu reformu, biletleme reformu, erişilebilirlik ve sübvansiyonların havadan demiryoluna taşınması konusunda çok güçlü bir baskı var ve bunun zaman içinde gerçekleşeceğini umuyoruz"

Istasyonun yerini Google Maps'te ararken Sahilyolu Cad. üzerindeki Opet arkasindaki insaat alanini görüp IDO Iskelesi ile arasini ölcmüstüm, 500 m fazla biraz fazla gelmisti. Forumdaki bir arkadasin yükledigi interaktif haritada ise Galeria Otoparki arkasindaki alan IDO Istasyonu olarak gözüküyordu. Maps'ten teyit icin baktigimda bu alana yürüyen merdiven girisleri icin alan yapildigini görüyorum. Yani IDO Iskelesi istasyonu burasi olacak. Tam olarak kör bir alan. Tabiri caizse önü, arkasi, sagi, solu sobe. IDO iskelesi ile arasinda 800 m yürüyüs mesafesi var. O da tabii ki engellerle dolu. Bakirköy Özgürlük Meydani duragindan IDO iskelesine olan mesafe ise 900 m. Simdi sorum su: Bu istasyonun ne gibi bir islevi olabilir?