Türk ekonomisinin nasıl optimize edilebileceğini sağlıklı bir şekilde planlayabilmek ve uygulayabilmek için: 1. Devlet Planlama Teşkilatı yeniden kurulmalı ve bu teşkilat, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğine bağlanmalı, 2. Ülke çapında ulusal ekonomik seferberlik kararı alınmalı, 3. Türkiye, tüm doğal afetlere karşı dayanıklı ve dirençli hale getirilmeli, 4. Afet sonrasındaki süreçlerde arama ve kurtarma süreçlerinin etkin ve minimum maliyetle yapılabilmesi için, TSK bünyesinde daha önceki yıllarda uygulanmış olan EMASYA protokolü, yeniden yürürlüğe konulmalı, 5. Ürün ve hizmetlerin girdi maliyetlerini düşürecek düzenlemeler yapılmalı. Bu sebeple; -        Tarımda girdi maliyetlerini düşürmek için o   Elektrikli traktörün üretimi tamamlanmalı ve çiftçilerin kullanımına sunulmalı o   Tarım arazilerinde damla sulama tekniği yaygınlaştırılmalı o   Permakültür tekniğinin ülke çapındaki tüm ekilebilir arazilerde yapılması sağlanarak suni gübrenin kullanımından kaynaklanan maliyetlerin azaltılması sağlanmalı, o   Ekilebilir tarım arazilerinin üretim ve işletme maliyetlerini düşürmek için küçük ekilebilir arazileri birleştirilmeli, gerekirse, bu araziler kamulaştırılarak birleştirilmesi sağlanmalı o   Tarımda verilen teşvikler, tarımdaki üretimin artmasını sağlayacak usul ve esasların uygulanıp uygulanmadığının denetimi düzenli olarak yapılarak verilmesi sağlanmalı o   Hasadı yapılan ürünlerin nakliye masraflarını minimum düzeyde tutmak için, denizyolu ve demiryolu taşımacılık modlarıyla sevk edilmesine öncelik verilmeli, -        Sağlık harcamalarının azaltılmasını sağlamak amacıyla, koruyucu hekimlik sistemi, ülke çapında yaygınlaştırılmalı,   -        Enerji maaliyetlerini düşürmek için, üretimin yapıldığı her alanda ve her yerde verimliliği yüksek yenilenebilir enerji sistemleri kurulmalı,   Türk Ekonomisinin sektörler bazında risk değerlendirme analizi yapılmalı ve buna yönelik önlem ve tedbirler oluşturulmalı.

Ergun Bey, Uygun görürseniz, yukarıdaki konu başlığını "Türk Ekonomisinde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri" Ana Kategori başlığı altında işlemeyi öneriyorum.

- Yerli-Milli Ulaşım Projeleri Bu yazımda, bu projenin önemine değinmek istiyorum. Bu proje, elektrifikasyon ve sinyalizasyonu henüz yapılamamış demiryolu hatlarında sefer yapan yük ve yolcu trenlerinin akaryakıt tüketimlerini minimize etmeyi sağlayabilecek bir proje. Bilenler hatırlayacaklardır. Koç Topluluğuna bağlı Körfez Ulaştırma firması, bundan birkaç sene önce İsviçre menşeli Staedler adlı firmadan 6 ya da 7 adet hibrit motorlu lokomotif aldı. Yani ithal etti. Niçin? Irak'tan ve Batman'dan tanker vagonlara yüklenen petrolün Tüpraş rafinerisine getirilmesi esnasında meydana gelecek yakıt tüketim miktarını düşürmek için. Peki TCDD tarafında böyle bir gelişme okuduk mu? Hayır. Hibrit Motorlu lokomotif projesine başlandığını okuduk mu? O da hayır. Peki ne okuduk? Elektrikli lokomotif projesine başlandığını okuduk. Bu projenin yapılmasına karar verenlere şu soruyu sormak istiyorum: Yürümeyi öğrenmeyen bir bebekten koşmasını sizce bekleyebilir miyiz? Tabii ki bekleyemeyiz. O zaman, Türkiye sınırları içindeki demiryolu hatlarının elektrifikasyon ve sinyalizasyon sistemi daha tamamlanmamışken ve üstelik ülkemizin çevresindeki birçok ülkede benzer bir durum da varken (bu da büyük bir ticari potansiyel olduğu anlamına gelir) neden elektrikli lokomotif yapımına öncelik veriyoruz anlamış değilim. Bu forum üzerinden ilgili ve yetkili mercilere seslenmek istiyorum: Lütfen, öncelikli olarak hibrit motorlu lokomotif yapım projesine öncelik ve ağırlık verelim. Elektrikli lokomotif projesini ya eş zamanlı yürütelim ya da bir sonraki aşamaya bırakalım.

Bu yazımda konu başlığında belirtilen konuya değinmek istiyorum. Üzülerek belirtmeliyim ki, uzun bir süredir Yüksek Hızlı Tren projelerinin yapımına ağırlık vermiş durumdayız. Ve bu projeleri yaparken de hem yük hem de yolcu taşımacılığı yapmaya uygun hale getirmemişiz. Bu durumda, yüksek hızlı demiryolu hatlarımızın gerek işletme ve bakım gerekse yatırımın geri dönüş süresi bir hayli yüksek oluyor. Bunun sonucunda da yük taşımacılığı da sadece konvansiyonel demiryolu hatlarından yapılmak zorunda kalınıyor. Konvansiyonel demiryolu hatlarımız üzerinden yapılan yük ve yolcu taşımacılığın süresi uzun olunca, bu durumda gerek yolcular gerekse iş dünyası, denize kıyısı olmayan şehirler arasındaki ulaşım ve taşımacılık ihtiyaçları olduğunda, tercihlerini daha pahalı olan ulaşım araçlarından (Havayolu ya da Karayolu) yana kullanmak zorunda kalıyorlar. Oysa, konvansiyonel demiryolu hatlarımızda aşağıda önerilerinize sunacağım birtakım iyileştirmelerin yapılması sayesinde, uzun vadede yolcu ve yük taşımacılığında ciddi oranda tasarruf etmekle kalmayıp aynı zamanda hayat pahalılığının gerilemesi bile sağlanabilir: 1) Konvansiyonel demiryolu hatları üzerinden saatte 120-140 km/s hızla giden yük trenlerinin işletilebilecek hale getirilmesi 2) Konvansiyonel demiryolu hatları üzerinden saatte 180 km/s hızla giden çift katlı yolcu trenlerinin ve oto-trenlerin işletilebilecek hale getirilmesi 3) Konvansiyonel demiryolu hatlarının çift hatta çıkarılması ve toplam hat uzunluğunun yıl bazında artırılması 4) Konvansiyonel demiryolu hatlarının elektrifikasyon ve sinyalizasyon sistemlerinin tamamlanması Konvansiyonel demiryolu hatlarımızı yukarıdaki standartlara çıkarmamız halinde: 1) Birim yolcu/yük taşıma maliyetlerini düşürmemiz; 2) Türkiye'nin dış ticarette rekabet ettiği ülkelere kıyasla rekabet üstünlüğünü artırabilmesi; 3) YHT hatlarına kıyasla, Konvansiyonel demiryolu hatlarındaki yapım, işletme ve bakım maliyetleri daha cazip seviyede kalması; mümkün hale getirilebilir. Almanya Devlet Demiryolları, yukarıda belirtilen çalışmaları yapmasının sonucunda, 2004 yılından bu yana kâr eden bir işletmeye dönmüştür. Benzer bir sonuca Türkiye'nin de ulaşabilmesi mümkün. Zira, un da var, yağ da var, şeker de var. Geriye helva yapmak kalıyor. "Yurdum insanının günden güne daha da yoksul hale gelmesi gerçek anlamda istenmiyorsa", yukarıda belirtilenlerin yapılmaması için ortada bir sebep göremiyorum.

Paylaşımlı yolculuk, belli noktalar arasında düzenli seferlerin düzenlenmesinin düşünülmediği durumlar için cazip olabilir. Ama , belli noktalar arasında düzenli yolcu talebinin olabileceği güzergâhlar için, Bakırköy-Taksim arasında çalışan dolmuşlara benzer bir "Deniz Dolmuş" taşımacılık sistemi getirilebilirse ki mutlaka getirilmelidir, o zaman birim fiyatların aşağıya çekilmesi de mümkün olabilir. O zaman, hem deniz yolunu kullanan yolcu sayısını artırma imkânınız olur hem de sosyoekonomik açıdan orta sınıf diye adlandıracağımız kesimin de bu ulaşım aracına daha rahat erişebilme imkânı mümkün olabilir. DENİZ TAKSİ'DE PAYLAŞIMLI YOLCULUK BAŞLADI - YouTube(https://www.youtube.com/watch?v=20PysT_9dOo)

@ergunaydemir Mümkünse, konvansiyonel demiryolu hatları için de Ana Kategori başlığı oluşturabilir misiniz? Teşekkürler,

Herkese merhaba, Bu yazımda, bu konuya değinmek istiyorum. Hepimizin bildiği üzere, 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve yaklaşık 13 ilimizde büyük yıkıma yol açan depremde, çok sayıda insanımız vefat etti, birçok insan bedensel engelli olarak yaşamına devam etti. Mal ve mülk kayıpları da cabası. Depremden sonraki gelişmeleri yakından takip edenler hatırlayacaklardır. Depremden 2 hafta sonra, İskenderun'a 1024 kişinin konaklayabileceği kruvaziyer gemisi geldi. Takip eden günlerde, Karadeniz Holding, bölgeye yüzer şehir adını verdikleri büyük bir gemi gönderdi. Yine aynı dönemde, İDO, kendi filosundaki iki adet hızlı feribotunu depremzedelerin kullanımına sunmak için İskenderun'a gönderdi. Yukarıdaki örnekler, deniz kıyısındaki şehirlerde büyük bir deprem meydana geldiğinde, bu tür gemiler, afetzedelerin yeni ve sağlam yerleşkelerine geçmeleri öncesinde çok kısa zamanda bu kişilerin rahatça dinlenebilmelerine, beslenebilmelerine ve hatta banyo/tuvalet ihtiyaçlarını karşılayabilecek özelliklere sahip olmaları bakımından son derece önemli bir işlevi yerine getirebildiklerini göstermiş oldu. Bu sebeple, böyle bir filoya sahip olmak, afet sonrasındaki süreçte yaşanabilecek sıkıntıların minimize edilmesini sağlayacaktır. Diyelim bu filonun yapılması ve hizmete alınmasına karar verildi. Bunun finansmanı nasıl sağlanacak sorusu akla gelebilir? İşte burada Kamu-Özel İşbirliği yapılabilir. Afet dönemi haricinde, bu filolar, özel sektör tarafından turistik işletme ya da Ticaret bakanlığı tarafından yüzer fuar platformları olarak kullanılabilir. Tek bir şartla !!! Afet olması halinde, bu gemilerin tamamı, devletin kullanımına sunulacak ve afetzedelere bilabedel hizmet edecek. Diğer bir öneri de bu proje Birleşmiş Milletler'e sunulabilir. Ve bu filo, dünyada deniz kıyısı olan tüm ülkeler tarafından finanse edilmesi sağlanabilir. Nerede büyük bir afet olursa, bu filonun o ülkeye yardıma gitmesi sağlanabilir. Bu konu üzerinde görüş ve yorumda bulunmak isteyenlerle bu konu üzerinde kapsamlı bir fikir alışverişinde bulunabilirsek çok memnun olurum. İlginiz ve değerli katkılarınız için sizlere şimdiden teşekkür ederim.

İstanbul-İzmit arasında gerek deniz otobüsü gerekse hızlı feribot seferlerinin işletilmesi düşünüldü mü, düşünülmediyse düşünülebilir mi? Benzer sorum İstanbul- Çanakkale, İstanbul-Gökçeada ve İstanbul-Bozcada güzergâhları için de geçerli.

Bu konunun gündeme getirilmesini oldukça önemsiyorum. Denizyolu yolcu ve yük taşımacılığı sefer noktaları arasında yapılacak seferlerin artırılması ve çeşitlendirilmesi sayesinde, fosil yakıt artışına bağlı yaşanacak hayat pahalılığından daha az etkilenmemiz mümkün olabilir. Örnek: Antalya-İstanbul arasında hızlı feribot seferleri, sebze ve meyve taşımacılığı yapan tırların taşımacılığını yaparak, sebze ve meyve taşımacılığındaki nakliye fiyatlarının düşürülmesi sağlanabilir. Benzer ulaşım modu, üretimdeki temel girdi kalemlerinin sevkiyatında da tercih edilirse, öyle sanıyorum ki hayat pahalılığı ile daha etkin mücadele edilmesi mümkün olabilir. Unutmayalım: Türkiye'nin nüfusunun %60'ı, denize kıyısı olan yerleşim alanlarında bulunmaktadır.

İstanbul Raylı Sistem Projelerinden bahsedeceksek, Marmaray hattına değinmezsek olmaz ;-) Marmaray hattına ilişkin yanıtını merak ettiğim iki konu var: 1) Yenikapı istasyonu, birçok farklı metro hattının buluşma noktasıyken, Şehirlerarası tren seferlerinin Yenikapı istasyonunda durmuyor olması, gerçekten son derece vahim bir eksiklik!!! Acaba, bu trenlerin Yenikapı istasyonunda da yolcu indirme/bindirme yapması nasıl sağlanabilir? 2) Bahçeşehir bölgesindeki yoğun nüfusun raylı sistemi tercih etmesi için Halkalı-Çatalca arasındaki demiryolu hattının çift hatta çıkarılması ve işletmeye alınmasının daha kısa sürede ve daha düşük maliyetle yapılabilmesi mümkünken, neden hem yapım maliyeti daha yüksek bir tünel projesinin yapılmasında ısrar ediliyor hem de bu hedefe ulaşılmasının gecikmesi önemsiz olarak nitelendiriliyor?

Şurası çok açık ki, İstanbul'da yaşayan birçok insan, karayolu trafiğinin yoğunluğundan bezmiş durumda. Gerek 1. köprü ve 2. köprü, gerekse Avrasya tüneli, özellikle 07:00-09:00 ile 16:30-19:30 saatleri arasında yetersiz kalıyor. Çözüm, lastik tekerlekli ulaşımı tercih eden insanları, raylı sisteme çekebilmek. Lastik Tekerlekli araçları kullanan kişilerin önemli bir kısmı, Anadolu yakasından gelerek kısa adı MİA olan Merkezi İş Alanı bölgesine gidiyorlar. O zaman yapılacak iş, deniz tabanı altından yapılacak tünelle, M2 ve M4 hatlarını birleştirmek olacak. Bu sayede, Anadolu yakasında oturan biri, aracını kullanmaya ihtiyaç duymadan çok rahat bir şekilde Yenikapı, Beyazıt, Taksim, Şişli, Levent ve Maslak noktalarına gidebilecek. Hatta yakın zamanda Gayrettepe metro istasyonunun da devreye alınmasıyla, aktarma yaparak İstanbul Havalimanı metro hattına da geçebilecek. Bu proje sayesinde, İstanbul'un iki yakası arasındaki lastik tekerlekli karayolu ulaşım yoğunluğunda anlamlı bir azalma sağlanabilir. İstanbul Halkı, yukarıda bahsetmiş olduğum projenin hayata geçmesini isteyecektir. Ancak, bu projenin hayata geçmesinin önünde önemli bir engel var. Avrasya Tüneli projesi Yap-İşlet-Devret Projesiyle yapılmışken ve bu projenin işletme süresi halen Yüklenici firmanın üzerindeyken böyle bir projenin yapılmasını devleti yönetenler ister mi? İşte bu noktada ciddi şüphelerim var....

Öncelikle, bu forumu düzenlediğiniz için teşekkürler. Forumda son derece güzel ve anlamlı konu başlıkları oluşturulmuş. Oluşturulmuş başlıklara ek olarak, denizyolu ulaşım projelerinin de eklenmesini öneriyorum. (http://öneriyorum.ve) Bu konunun gündeme getirilmesini oldukça önemsiyorum. Denizyolu yolcu ve yük taşımacılığı sefer noktaları arasında yapılacak seferlerin artırılması ve çeşitlendirilmesi sayesinde, fosil yakıt artışına bağlı yaşanacak hayat pahalılığından daha az etkilenmemiz mümkün olabilir. Örnek: Antalya-İstanbul arasında hızlı feribot seferleri, sebze ve meyve taşımacılığı yapan tırların taşımacılığını yaparak, sebze ve meyve taşımacılığındaki nakliye fiyatlarının düşürülmesi sağlanabilir. Benzer ulaşım modu, tarımın gelişmiş olduğu şehirler ile deniz kenarındaki büyük şehirler arasında düzenlenebilir.