Baskentimiz Ankara'da Son 5 yıla hatta 10 yıla baktığımızda neredeyse yeni metro hattı temeli bile atılamamış , bunu ister şehrin metro yapma hafızasınin yetersizliğine bağlayın isterseniz de metro yapımına gereken önem, özveri vermeyip günü kurtaran sosyal yardım vb şeyler ya da basit hizmetlerle yetinen başkanlara atın suçu. Değişken ekonomik şartlarda yapımına bütçe ayrılıp baslanmayan her hat sıkıntıya giriyor artan maliyetlerden dolayı:( şöyle çözümler sunabiliriz;
*Metro inşaatları yarı yap-islet devret tarzıyla bı firmaya yaptırılacak + belli süre(7-10 yıl) bu firma hattın gelirinin %90 gibi bı oranını alicak, kalan %10 kâr ile de belediye işletme giderlerini karşılayip hattı kendisi işletecek. Yani firma sadece yapıp belli süre hattın gelirinin çoğunu alicak belediye ise hat biter bitmez klasik işletmesini yapicak.
kamu önceliklerini gözeten bir vizyon olmadığı sürece yap işlet devret'in nasıl manasız projeler ortaya çıkardığı malum. metro projelerinde YİD sisteminin uygulanamayacak olmasından daha kritik boyut o sanırım. Bu kamu önceliklerini gözeten yönetimleri ummaktan daha iyi yapılabilecek şey, burası gibi başka iletişim kanallarıyla
kentin ihtiyaçları ve sürdürülebilir, insan öncelikli kent kararlarıyla ilgili kamuoyu oluşturmak ve genel bir bakış açısı kazanmak. Buna ek olarak Ankara'da suyu bulandıran başka bir faktör de belediye/ bakanlık karışıklığı.Örneğin insanlar havaalanı metrosu için politik bir tepki olarak belediyeye yazıyorlar bu yüzden metroyu yapma yükümlülüğü olan bakanlık üzerinde herahngi bir kamuoyu baskısı oluşamıyor.
Ankara maalesef alt yapı yatırımlarının çok ciddi bir kısmını otomobil yollarına yapmış durumda. Şehirde 3 yıl kadar yaşadım Türkiyede araba ile ulaşım bakımından gördüğüm altyapısı en iyi şehir. Bu da doğal olarak toplu ulaşımın ihmal edilmesine sebep olmuş. İş çıkış saatlerinde birkaç yer dışında ciddi bir trafik sorunu yok ve araba ile şehrin her yerine gün içinde 20-30dk arasında gidilebiliyor. Bu durum da toplu taşımaya olan talebi azaltıyor. Ankara benim için bu konuda ümitsiz bir vaka. Yapılan raylı sistemler de kapasitelerinin çok altında çalışıyorlar. Sistemlerin marjinal faydası istanbula göre çok düşük kalıyor. Şehirde herkesin bir düzeni oturmuş ve büyük bir toplu ulaşım devrimi yaşanması mümkün gözükmüyor. Bu yüzden bence bu şehire ego filosunu yenileme ve büyütme dışında fazla bir yatırım yapmamak gerekiyor.
Buna model olabilecek proje Seul'daki Shinbundang hattı. Ancak bu hatta binebilmek için ek ücret ödemek gerekli. Buysa vatandaş için ekonomik değil.
https://shinbundang.co.kr/eng/index.jsp?open_main=1&open_sub1=5&open_sub2=1&pageID=dxline%2Fdxline4_1.jsp
Aslında raylı sistemlerin finansmanında YİD modeli pek uygulanamıyor. Avustralya'da bir proje duymuştum. Bir de Tayvan'da vardı sanırım Shinkansen projesi için düşünülmüş, ama sonradan vazgeçilmişti. Bunun en önemli sebebi raylı sistemlerin kendini çok uzun sürede amorti etmesi. Ortalama 30 sene deniyor. Bu süreyi kısaltmanın bir yolu bilet parasını arttırmak. Ancak şehir içinde toplu taşıma ücretleri birbiriyle uyumlu olmak zorunda. Bir toplu taşıma aksının bilet fiyatı diğerlerinden çok fazla olursa, trafik alternatif akslara kayacaktır. Öte yandan devlet bilet parasının bir kısmını sübvanse ederek projeye katkı sunabilir. Buna benzer başka modeller de geliştirilebilir. Nihayetinde raylı sistemlerin gerek çevreye ve gerekse ekonomiye katma değeri ve katkısı çok fazla.